2021 Yılının Hikayesi – Rota Yeniden Hesaplanıyor
2021 Yılının Hikayesi
Rota Yeniden Hesaplanıyor
***YILIN EN ÖNEMLI TRANSITI SATÜRN URANÜS KARE AÇISI (tüm yıla damgasını vuracak olan bir transit olmakla birlikte açının kesinleşme zamanları Şubat-Haziran ve Aralık ayları olacak)
17 Şubat 2021 7 Kova-7 Boğa
15 Haziran 2021 13 Kova 13 Boğa
24 Aralık 2021 11 Kova-11 Boğa
Bu ikilinin 1988 yılında Yay burcunda hizalanması sonrasında kare ve karşıt açılarını daha önce 1999 ve 2009-2010 yıllarında yaşadık. Bu yıl 2032 de İkizler burcunda yaşanacak bir sonraki kavuşum öncesinde son stres yaratan dönem. Yani 2021 yılının getirdikleri hem bireysel hem de toplumsal yaşamlarımızda kökü 1988, 1999 ve 2010 yıllarında yaşanan kırılım noktaları ile çok ilişkili olacak. Ki bizler genellikle bu kadar uzun süreli durumların bağlantılarını günümüz ile kurmakta zorlanıyoruz.
Kare açı özelinde düşünecek olursak en son 1999 yılında deneyimledik bu stres fazını. Ülkemiz açısından 1999 yılının gündemi malum ☹ O zaman hareketlenme toprakta ve yer kürede gerçekleşmişti. Zira burç yerleşimler tam ters konumdaydı.
BU KEZ TAŞLAR, TOPLUMSAL KONULARDA, INSANLAR ARASINDAKI AIDIYET VE BIRLIK HALINE DAİR KONULARDA, INSANLIK ANLAYIŞINDA VE BÜTÜNE HIZMET EDEN INSANI DEĞERLER AÇISINDAN, HAK, HUKUM VE ADALET HEDEFİNDE OLACAK ŞEKİLDE YERINDEN OYNAYACAK.
Hava olaylarının ve göksel etkilerin değişkenlik göstereceği, mevsimler ile alakalı dengesizliklerin yaşanabileceği günler yaşanacak gireceğimiz yılın içinde.
VE AYNI ZAMANDA PARANIN, MADDE İLE OLAN BAĞIN, MADDEYE OLAN İHTİYACIN GÜNDEMDE OLACAĞI, BU KONUDAKİ EŞİTSİZLİKLERİN DİLE GELECEĞİ ZAMANLARA DOĞRU İLERLİYORUZ.
Toplumsal hareketlenmeler, seslerin yükselişi, tepkilerin artışı v.b. şeyler insanların insanlıktan çıkmasına vesile olan en önemli konudan maddesel şeylerden, dünyevi ihtiyaçlardan, paranın varlığı ve yokluğundan, kişisel çıkarlardan ve bunların aldığı tehditten çıkacak.
NEREDE ÖZELLİKLE DÜNYEVİ DEĞERLER, TEMEL İNSANİ İHTİYAÇLAR, PARANIN SATIN ALDIĞI ŞEYLER KONUSUNDA EŞİTLİK-ADALET TAMAMEN ORTADAN KALKTIYSA, HER AÇIDAN DEJENERASYON YÜKSELDİYSE ORADA SABIRLAR TAŞACAK, TEPKİSELLİK YÜKSELECEK.
Bireysel olarak da hepimiz hayatımızın bir alanında hem değişime zorlanıyor hissedeceğiz hem de bu konudaki korkularımız, direncimiz bizi yoracak. SIKIŞMIŞ HISSEDECEĞIMIZ.
İki farklı noktadan aynı anda, tamamen farklı gerekçelerle üstelik de bu çok da mümkün değilken çekiştiriliyor gibi hissedeceğiz.
Tam da düzen oturttuk dediğimiz konularda yeni düzenleme ihtiyaçları doğacak. Toplumlar için de bireysel yaşamlarımızda da.
Düzeni değiştirmemek adına direndiğimiz şeylerde de mecburi manevralar söz konusu olacak.
Ben bu yıl için “rota yeniden hesaplanıyor” diye bir tanımlana yaptım. Yazımın başlığı da aynen bu şekilde. İşte tam da bu cümleye yaraşır gelişmelere gebe 2021 yılı.
Bu ne demek oluyor?
Gündem değişiyor. Eski gündem ortadan kalkıyor demiyorum. Önceliklerin değişimi yeni bir gündemin ön plana çıkmasına vesile oluyor. Artık bu yeni gündem, yeni bir virüs ile mi olur, mevcut virüsün yeni bir şekliyle mi ya da bambaşka ve beklemediğimiz ya da beklememiz gereken de ihmal ettiğimiz bir konudan mı, karmaşa ve kaos ortamından mı bekleyip göreceğiz.
Malum herkesi ilgilendiren en önemli iki gündem maddesi var:
1.COVIT 19 VE 2.MADDESEL DÜZEN VE BUNUN DEVAMLILIĞI ILE ILGILI KAYGILAR
*Ya biri diğerinin önüne geçecek ya da üçüncü bir gündem maddesi gelip her şeyin üzerine oturacak.
*Tam adapte oldum dediğimiz her şeyin rayına bir şekilde oturduğu noktalarda bir de bakacağız ki tren güzergahında ray değişimi gerçekleşmiş. Yeni hıza ve yeni yöne uyum sağlamak zor olmasa da değişimin kendisi stres yaratacak. (Uyum sağlamak kısmı ise olmazsa olmaz)
*Bir şeylere niyet ettik ve hatta epeyce hazırlığını da yaptık diyelim. Hazırlıkları tekrar gözden geçirmek ya da planı yeniden-sil baştan yapmak gerekecek.
*Zaten çok yol yürümüştük de artık yorgun düşüp dinlenme ihtiyacındayız. İki nefes soluklanalım diye oturmak bir miktar rölantiye almak istiyoruz kendimizi diyelim. Teneffüs bitti hadi derse diyen zil çalacak. Oturmamız ile kalkmamız bir olacak.
*İçimizde biriktirdik ve bir konuda harekete geçmek için doğru zamanın gelmesini bekliyoruz diyelim. Bir şeye başlamak ya da bir şeylere noktayı koymak için. Üstelikte ince hesaplar yapmışız ve güya kendimizce her türlü tedbir noktasını dikkate almışız. Birden dengeleri değiştirecek gelişmeler yaşanacak. Bizim başlayamadığımızı bir başkası başlatacak biz öyle bakakalacağız. Bizim bitiremediğimizi bir başkası bitirecek. Bir de bakacağız ki biz harekete geçememekten dolayı olduğumuz yerde kalmaya programlanmışız.
*En çok istikrar sağlamak istediğimiz konuların, biz üzerine ağırlık koyup, sımsıkı tutup sabitlemeye çalıştıkça daha fazla çırpındığını göreceğiz.
*Hazırlıklı olmadığımız ama “değişim şart” denilen konularda biz kaçmayı tercih etsek bile aksiyonlar gelecek.
*Bu yeni gündem her birimiz için ve de toplumlar, coğrafyalar için yılın ilk zamanları itibariyle sinyalini verecek ve ardından da yıl boyunca etkisini gösterecek.
Ne gidebiliyorum ne de kalabiliyorum diyeceğiz bazı konularda ve yaşam alanlarında.
“Karar verip harekete geçtim ama önümde aşılması gerekenler ile ilgili bir iş listesi, öncesinde tamamlanması beklenenler ile ilgili zorunluluklar çıkarılıyor” diyeceğiz.
Hem özgür olmak isteğindeyiz hem de olmazsa olmaz “sorumluluklarımız hiç bu kadar bağlayıcı olmamıştı” dedirtecek.
***İkisi arasında bir denge kuranlar kazançlı çıkacak.
***Her ikisini de yapamayanlar en çok sıkışmış hissedenler olacak.
***Her ikisini de yetişmeye çalışanlar bir savaşın içinde yorgun düşecekler.
Özgürlüğün de bir bedeli olduğunu görmek gerekecek. Görmemişsek zaten ödeyeceğiz.
“Her şey aynı kalsın ve hiç bir şey kaybetmeyeyim, mevcudu koruyayım demenin” de artık çok mümkün olmadığını görmek gerekecek. Göremeyenler zaten kayıplar yaşayacak.
Ama bunun yanında “öncesinde ne yaptın ki şimdi onu dönüştürmeye, kalıplardan çıkmaya kalkıyorsun” diyecek gökyüzü bize.
•İyice işe yarar şekilde mi yapılandırdın elindekini?
•Sağlam mıydı temellerin?
•Bir hamle yapınca kolayca yıkılan kağıttan kuleler mi inşa ettin?
•Bu sorgulamaları son ana mı bıraktın?
•Daha önce ne yaptın?
•Sağlam olmayanı fark ettin mi?
•Yıkılması gerekeni yıktın mı?
•Revize edilmesi gerekeni ettin mi?
•Düzeni devam ettiren çarklar hangileri?
•Yeniye yer açtın mı?
•Yeniye kendini açtın mı?
•Olana olmayana esneklik gösterebildin mi?
•Durup hiçbir şey yapmadan beklemeyi mi, sorumluluk alıp durmaya neden olan şeyleri düzene sokmayı mı tercih ettin?
BU DÖNEM GEÇMİŞTE OLANIN YENİ BİR DÜZENLEME İLE YENİ BİR AŞAMAYA GEÇİŞİ VE DEĞİŞİM İHTİYACINA HİZMET EDİŞİ ŞEKLİNDE YAŞANABİLİR.
Ama aynı zamanda geçmişte tohumu atılmış ve sonrasında da ihmal edilmiş sorunların da bir üst aşamaya transferi söz konusu olabilir.
Daha önce değiştirmeye çalıştığımız ama bir türlü harekete geçemediğimiz, neyi ve ne şekilde değiştireceğimizi göremediğimiz konular gündemde olacak bolca.
“NEREYE NE KADAR MANEVRA YAPABİLİYORUZ, ALANI NE KADAR GENİŞLETEBİLİYORUZ, SINIRLARI NE KADAR AÇABİLİYORUZ” SORULARININ CEVABI ARANACAK 2021 YILINDA…
Eskiyi yenileme, eski ile yeniyi adapte etme, var olan temeli sağlamlaştıracak hamleler yapma, prensipleri esnetme, yapmam dediklerimizi yapma zamanlarına giriyoruz.
Bu niyeti ortaya koyup değişimin sorumluluğunu alıp, inisiyatif ile yönetenler için destekleyici olacak yeni dönem.
Hiç hesap edilmemiş değişkenler bu yıl düzen kurmayı ve kurulu düzenleri devam ettirmeyi zorlaştırabilir.
Hangi konuda?
Hangi konuda bu ihtiyaç varsa orada.
Hesapların şaştığı, gündemlerin değiştiği, adaptasyonda zorlanacağımız, bir önceki gündem maddelerinin gözümüzde önemini yitireceği, sürekli bir sorgulama ve cevap arayışı içinde olacağımız günlere doğru adım adım ilerliyoruz. (sanki 2020 ne ile geçti diye soruyorsunuz içinizden değil mi?)
ESKİ KALIPLARLA YENİ NİYETLERİN ENTEGRASYONU ZORUNLU OLACAK. BAZILARI UFAK REVİZYONLARLA İŞİ KOTARACAK. BAZILARI İSE OYUNUN KURALLARINI, PROGRAMIN KODUNU YENİDEN YAZMAK ZORUNDA KALACAK.
•Bazı şeylerin değişmesi bazı şeylerin de her şeyin temelini oluşturmak adına sabit kalması gerekecek?
•Ne için?
•Çok daha kalıcı ve işlevsel çözümler bir düzen için.
•Bizim için zor olan bu ikisi arasındaki ayrımı yapabilmek olacak.
HEP SAHIP OLMAYI ISTEDIĞINIZ ÖZGÜRLÜK HIÇ HAZIRLIKLI OLMADIĞINIZ BIR ANDA GELEBILIR.
Eğer sadece “istemek” ile kaldınız ve elde ettikten sonrasında ne yapacağınız ile ilgili hiçbir somut ve işe yarar bir planınız yoksa tamamen bir karmaşa hali yaşanabilir.
Bu kez dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olmuş gibi hissedebilirsiniz.
Mecburiyetlerden, düzene hizmet eden icaplarınızdan, sizi sınırlayan kurallardan, olmazsa olmaz sorumluluklarınızdan kurtulmak adına ne yaptınız şimdiye kadar?
Şikayet etmenin bir adım ötesine geçebildiniz mi?
Bu dönem şunu fark edeceğiz?
Sorumluluklarımız sebebiyle bir türlü elde edemediğimiz “özgürlük” sorumluluk almayı gerektiriyor…
Hem de aynı zamanda büyük bir cesaret göstermeyi…
Şimdi asıl mesele bu ezber bozan ve kurguyu dönüştüren gelişmelerle ne yapacağımız?
Engelleri aşmak, kalıpları kırmak, asla olmaz dediğimiz her şeye karşı her zamankinden daha geniş bakabilmek, asla onsuz olmaz dediğimiz şeylerin var oluş amacımız olmadığını görebilmek adına çok değerli zamanlardan geçiyoruz.
TOPLUMSAL MANADA ise sistemlerin değişimine şahitlik edeceğiz? Hangilerinin?
•Tıkanmış ve bir yere varmayacağı ve toplumları bilgi ve gelişmişlik düzeyi açısından bir yere taşımayacağı belli olan sistemlerin.
•Her konudaki insani hakların olması gereken seviyede temin edilmesi ve bunun adalete hizmet edecek şekilde dağıtılması, paylaşılması adına, buna hizmet etmeyen sistemler değişecek. Değişmeye mecbur kalacak.
•Maddesel dünyanın nimetleri, dünyevi değerler, dünyevi ihtiyaçlar ve bizi insan yapan her türlü insani değer de bu değişim gerekliliğinden nasibini alacak.
•En çok da insan olmanın gerektirdikleri, vicdan ve akıl iş birliği ile toplumun içinde kendimizi var ediş şeklimiz sorgulanacak.
•Belki de yaşananlara, herkesi, bütünü ilgilendiren konularda ne kadar da bireysel kaldığımızı ve kendi düzenimizi her şeyin üzerinde tuttuğumuzu fark edeceğiz.
•Belki de sadece eleştirip yargıladıklarımızın değil, kendi insanlığımızdan da çok hoşnut olmadığımızı göreceğiz.
•Belki de “insanlığın” ne kadar da “insanlıktan” çıktığını anlayacağız, içimiz acıyacak.
•Nerede toplumsal sağlığa verilen önem, temel haklar, kişisel hak ve özgürlükler, sosyal ve ekonomik haklar, siyasi haklar önemini, değerini ve en önemlisi varlığını yitirdiyse orada daha fazla bozulacak ezberler. Nerede toplumsallaşamamış toplumlar varsa orada karmaşa ve kaosun yaşandığına şahitlik edeceğiz.
•Böyle geldi artık böyle de gidecek herhalde dediğimiz yerlerde beklenmedik durumlar yaşanacak.
•Şaşırtıcı hamleler, gelişmeler ve bunlara hizmet edecek ve toplumsal dönüşümü yaratacak bireyler ve liderler gündeme gelecek.
•Piyasalar, para ekonomisi, maddenin algısı, yönetimi dalgalı bir seyir gösterecek.
•En çok tetikleyici olan konular da buradan gelecek.
•Yani düzeni değiştirmek ya da sistemin dalgalanması, sarsılması, ekonomi düzenindeki çatlaklardan, bireylerin içinde bulunduğu dar boğazdan, sıkışmışlık halinden kaynaklanacak.
•Sesler yükselecek, tepkiler artacak.
•Hak arama ve çözüm üretme konusunda çaresiz kalış durumu, isyan ve ani hareketlenmeler eşliğinde yapılacak.
•Ne zaman?
•Normal çıkan sesler, insani talepler duyulmadığında.
•Çok fazla geleneksel ve otoriter düzenler çok daha fazla sarsılacak. Bu konuda ısrar eden, bunu yaratmaya çalışan, baskı unsurunun çok yoğun olduğu düzenler çatırdamaya mahkum olacak.
•Dönemin getirdiklerini, bu dönemi yaşayan bireylerin ihtiyaçlarını gören ve buna dair aksiyonları zaten gerektiği zaman ve noktada alan düzenler ise sarsıcı şeyler yaşatmayacak.
Bunun yanı sıra bu transitin etkilerini şu başlıklar altında görebiliriz:
•Tarım ile alakalı konularda, iklim değişiklikleri ile alakalı şeylerde, yani hem besin hem de suyun kıtlığı ile bağlantılı şeylerde yaşayabiliriz gündemi.
•Hem sosyal hem de bireysel manada hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, sınırlı alanlarda ve sürekli kontrol altında olma durumu ile ilgili gelişmeler dikkat çekebilir. Kurallar, düzen, otorite, sınırlar konusu eğer kabul görmemişse buna dair tepkiler bu kez çekincesizce çıkmaya başlayacak.
•Her zaman bizim için doğal ve sosyal yaşamın bir parçası olan şeylerin yeni düzenlemeler eşliğinde sınırlayıcı şekilde belirlenmeye devam etmesi söz konusu olabilir.
•Çocuklarla-genç nüfusla alakalı ve sebebi sonucu onlara dayanan gündem maddeleri çok yoğun olabilir. Evlatları korumamız ve aynı zamanda da desteklememiz gereken bir yıl olacak. Ayrıca çocuk-genç nüfus ile alakalı, İkizler Yay aksındaki Ay düğümleri ve Kova burcu vurgusu eşliğinde daha önce pek çok kez değindiğim gibi eğitim-öğretimin, bilginin kuralları yeniden yazılacak da diyebiliriz.
•Göz önünde ve sahnede olan kişileri ilgilendiren ya da onlara vasıtasıyla tüm ülkeyi ilgilendiren konular gündeme gelebilir.
•Kadın elinin değdiği ya da kadınlara yönelik olan şeylerin tetiklediği olaylar gündemi bolca değiştirebilir.
•Yeni bir yol ve yeni bir düzen olacağı kesin bu gündem maddeleri ile ilgili olarak.
•Bir de gerçi bizler uzun süredir bolca talimliyiz ama anlık, günlük, haftalık hızlı gündem değişimleri de cabası diyelim.
En son Satürn Uranüs karesi 13 derece Boğa- Kova yerleşiminde yaşanmıştı 1999 yılında.
Bu kez yine 13 derecen bir kare yaşayacağız. Haziran ayındaki (kare)
Ama bu kez Satürn Kova Uranüs Boğa burcunda olacak.
Hadi hayırlısı diyelim.
Hem toplumsal hem de bireysel düzenlerimiz açısından. En önemlisi toplumun içinde bir birey olarak var oluş şeklimiz amacımız konusunda.
Ocak ayında etkili olan Jüpiter Uranüs kare açısı ve Neptün ile Ay düğümleri arasındaki T kare açı kalıbı da önemli.
•Bir şeyleri objektif değerlendirememe, aşırı iyimser ya da tam tersi sözde fazlasıyla mantıklı hareket etme çabası söz konusu olabilir.
•Her yeni olan ya da değişik olan iyi bir şeyler getirecek diye de düşünmemek lazım. Her ilk adım hayra alamet olmuyor.
•Bu etkiler altında eğitim, öğretim konusunda farklı, sürpriz ve şaşırtıcı karar ve adımlar gündeme gelebilir.
•Bir konuda ölçüsüz ve ani vurucu, sarsıcı olaylar ve bunlara verilen kontrolsüz tepkiler söz konusu olabilir.
•Beklenmedik kişilerden, beklenmedik zamanlarda gelen destek ve fırsatlar da olabilir, zararlar da.
•Büyük boyutlu ve etkileri de çok geniş alana yayılabilecek, çok kişiyi ilgilendirecek ses getiren gelişmeler patlak verebilir.
•Ses getiren kısmı önemli burada.
•Bu bir ülkeyi ya da pek çok ülkeyi etkisi altına alacak bir olay olabilir.
•Ya da tüm dünyada ya da bir coğrafyada önem verilen bir kişi hakkında şaşırtıcı ve beklenmeyen, haber niteliği taşıyan bir gelişme yaşanabilir.
•Finansal konularda dalgalanmalar ve bunun eşliğinde alınacak kararlar ya da hayata geçirilen uygulamalar da söz konusu olabilir.
•Genel bir huzursuzluk hali, sorumluluklardan kaçma ve sınırlamalardan kurtulma ihtiyacı hakim olacak.
•Çok hızla alınan kararlar veya kararlardan hızlıca dönüşler yaşanabilir.
•Gündemin trafiğini takip etmekte ve mevcut halimizle istikrar ve denge yaratmakta zorlanabiliriz.
•Genişleme, ferahlama, rahatça hareket etme, şartlarımızı iyileştirme arzusunun bencil aksiyonlara ve sınır ihlali yapan şeylere vesile olmaması önemli.
•Kendi zincirlerimizi koparmanın bir başkasına, hayatı paylaştığımız kişilere, sorumluluğunu taşıdığımız insanlara, sevdiklerimize, diğerleri diyeceğimiz kişilere ne gibi bedeller ödeteceğini düşünmek şart.
•Bu etkileri bir de genel bir uyku ve aldanma hali ile yaşayacağız.
•Yani kendimizi bir şekilde ikna edecek inandıracak gerekçelerimiz de hazır olacak. Ya da ikna olmaya, kanmaya, inanmaya, kandırılmaya çok müsait olacağız. Olmasın diye söylüyorum ☹
•İşte Şubat ayı itibariyle de aslında bu gerçeklerle yüzleşeceğiz.
•“Ben ne yaptım” dememek önemli. Kendini, durumunu, içinde bulunduğun hal ve dönemi anlamak ancak bilgi eşliğinde yapılacak bir şey.
•Gerçeklikten uzaklaşma, hissi karar ve adımlar dikkat çekiyor bu etkiler altında haritasında hem de haftanın getirdiklerinde.
•Derin uykular, aldanışlar söz konusu olabilir.
•Sezgiler yönlendirici değil de yanıltıcı çalışma eğiliminde.
•Dünyevi riskleri görmekte zorlanıyoruz.
•Önümüzü görmek konusu her zamankinden daha puslu olabilir.
•Hayatımıza giren kişiler, karşımıza çıkan durumlar, karar vermek zorunda kaldığımız konular, beklenti halinde olduğumuz sonuçlar bugünlerde her zamankinden daha fazla kaos içeriyor.
•Bir nevi bir uyuşukluk hali var.
•Neye inanacağımızı, hangi hedef ve ideallere yöneleceğimizi bilememe durumu söz konusu.
•İrade zafiyetleri, beklentilerin karşılanmaması, bir konuda verdiğimiz emeklerin değer görmediğini fark etme, yaptıklarımıza kıymet verilmediğini görme, bağışlanmayı beklediğimiz bir konuda aslında hiç de o kadar anlayış görmediğimizle yüzleşme, bir şeylerin elimizden kayıp gittiğini seyretme, çok heveslendiğimiz bir konuda tatminkar bir sonuç elde edemediğimizi fark etme v.b. durumlar yaşanabilir.
•Bu etkiler altında bir şeylere, birilerine bağımlı bir yaşam sürdüğümüzü fark edip bunun hüznünü ve belki de motivasyon düşüklüğünü yaşama ihtimalimiz de olabilir.
•Ayak bastığımız zeminin kayganlığı, her an düşecekmişiz gibi hissetme hali bizi olumsuz düşüncelere ve bu merkezde alınacak olumsuz kararlara doğru itebilir.
•Tutunacak dalımız, bizi yaşatacak bir kökümüz kalmamış gibi hissettiğimiz durumlarda alınacak kararlar ve yapılacak konuşmalar bizi objektiflikten uzak noktalara taşıyabilir.
•Çok fazla vazgeçiş, kopuş, salıverme hikayesine şahitlik edebiliriz bu etkiler alındayken.
•Sınırları bilememek, “hayır” diyememek, merhamet ve fedakarlıkta ölçüyü kaçırmak zarar ve ziyana sebep olabilir.
•Her “su gibi akışta” dediğimiz şeyin aslında o kadar da hayırlara vesile olmayabileceğini göz önünde tutmak şart.
•Teslimiyet temasının ve çözülme, vazgeçiş hikayelerinin, her şeyin iyi olacağına inanma durumlarının her zamankinden daha kolay olması bir yere kadar güzel olabilir.
•Ama işin içinde hiç mantık yoksa, aklımızı hiç kullanmadan “ne olacaksa olsun” bakış açısı ile “saldım çayıra mevlam kayıra” diye hareket ediyorsak o zaman görünen köy de kılavuz istemeyecek.
•Yani kayıp ve risk gerçekten de tamamen kontrolsüz biçimde göstere göstere gerçekleşir.
•“Kime ve neye inanıyorsun?”,
•“Kime ve neye teslim oluyorsun?”,
•“Kimi ve neyi olduğu gibi kabulleniyorsun?” diye düşün bir bakalım diyor gökyüzü.
•Bilgide kalabilmek her şeyin anahtarı diyebiliriz aslında.
•Sadece “bilgiyle” yaptığımız şeylerin nedenini, sonucunu, manasını anlama şansımız var. O zaman akıntıda sürüklenen olmaktan kurtulabiliyoruz. Devamına bir de vicdanı eklediysek tam doğru yoldayız demektir.
•Akıntıda sürüklenmek ile akıntının yönüne uyum sağlayarak yüzmeyi kabullenmek arasında çok fark var.
•Bu farkı görmek nasip olsun diyelim o zaman…
***TUTULMALAR:
26 Mayıs 2021 5 derece Yay burcunda Ay tutulması
10 Haziran 2021 19 derece İkizler burcunda Güneş tutulması
19 Kasım 2021 27 derece Boğa burcunda Ay tutulması
4 Aralık 2021 12 derece Yay burcunda Güneş tutulması
Tüm tutulmalar kritik gelişmeleri tetikleyecek. Covit açısından en tetikleyici ve umarım şifa adına yol aldırıcı olanlar 26 Mayıs ve 10 Haziran tutulmaları.
Ayrıca bu iki tutulmanın eğitim-öğretim programları ve akademik takvimler ve müfredat-sınav uygulamaları ile ilgili yeni ve köklü değişik kararlarını da beraberinde getireceğini söyleyebiliriz.
Türkiye açısından en etkili tutulma 10 Haziran 2021 tarihinde yaşanacak olan Güneş tutulması. Hem dış ilişkiler ve uluslararası anlaşmalar, uluslararası konular, ithalat ve ihracat içerikli kararlar, havayolu, taşımacılık ve turizm ile alakalı kararlar, önemli anlaşmalar açısından önemli gelişmeler yaşanabilir. Gizli düşmanlıklar, ittifaklar, atalardan gelen, eskiye dayalı halledilmemiş uyuyan meseleler, zor bir sürece ve mücadeleye girileceğini işaret eden olaylar, sorumluluk almayı ve yüzleşmeleri, gerçekçi olmayı gerektiren, kabul edilebilirliği ve uygulanabilirliği kolay olmayan gelişmeler söz konusu olabilir Bu içerden ya da dışardan nitelikte bir yaptırım şeklinde yaşanabilir. Sebebi ya da sonucu ülke ekonomisini ilgilendiren olaylar gündeme gelebilir.
***BURÇ DEĞIŞIMLERI
2021 yılına Kova burcunda giren Jüpiter 14 Mayıs-28 Temmuz arasında Balık burcuna geçecek ve Retro hareketi sebebiyle 28 Temmuz’dan yıl sonuna kadar Kova burcunda seyredecek.
***RETROLAR
23 Mayıs-11 Ekim 2021 arasında Satürn Kova burcunda Retro
20 Haziran-18 Ekim 2021 arasında Jüpiter Balık ve Kova burcunda Retro
27 Nisan-6 Ekim 2021 süresinde Plüton Oğlak burcunda Retro
20 Ağustos 2021 ile 2022 Ocak ayı döneminde Uranüs Boğa burcunda Retro
25 Haziran-1 Aralık 2021 süresinde Neptün Balık burcunda Retro
Yıl sonunda 19 Aralık 2021 ile 29 Ocak 2022 arasında Venüs Oğlak burcunda Retro.
*** MERKÜR RETROLARI
30 Ocak-21 Şubat 2021 Kova burcunda Retro
30 Mayıs-23 Haziran 2021 İkizler burcunda Retro
27 Eylül-18 Ekim 2021 Terazi burcunda Retro
*** COVIT 19 YOLCULUĞU
Geçen yıl başında sizlerle paylaştığım gibi konunun fiziksel şifasına hizmet eden aşı ile ilgili uygulamalar 14 Aralık Güneş tutulması eşliğinde tetiklendi. Yine daha öncesinde belirttiğim gibi bu aşının bazı bölgelerde coğrafyalarda etkin bir şekilde uygulanmaya başlaması, bazı bölgelerde de ilk sonuçlarının alınması, etkinliğinin-bağışıklama yüzdesinin ilk sonuçlarınınnanlaşılması Mart ve Nisan aylarını bulacak.
Yani virüsün kontrol altına alınıp alınmadığı, ya da bunun ne vadede mümkün olacağı hızlıca belli olmayacak. İlk sonuçlar ya da dediğim gibi bazı lokasyonlarda genele yayılan ilk aşı uygulamaları, ilk sinyaller Mart nisan aylarında gerçekleşecek.
2021 yılının sonuna kadar ve hatta 2022 Mart Nisan aylarına kadar bu konuda rahatlama olmayacak ya da başka bir deyişle olmaması gerekiyor diyebiliriz aslında.
Yine kritik ve eşik zamanlar söz konusu önümüzdeki 1 yıl boyunca. Şubat, Haziran ve Ekim-Kasım ayları kritik zamanlar.
Öncesinde ne yaptığımıza, ne kadar tedbir aldığımıza,, ne kadar sorumlu davrandığımıza, ne kadar organize olduğumuza ve bir- bütün şeklinde hareket ettiğimize göre değişecek bu eşikleri geçme şeklimiz.
Sevgiyle…
Dr. Samiye Özbaş Soysal
Astrolojik danışmanlık talepleriniz için
http://www.astrokarmik.com/astrolojik-danismanlik-icin
Regresyon Danışmanlığı talepleriniz için…
http://www.astrokarmik.com/karma-kosesi/regresyon-danismanligi
© Astrokarmik. Tüm hakları Dr. Samiye Özbaş Soysal’a aittir. Hiçbir şekilde izin almadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Not: 1999 yılı genel seçim ile DSP-MHP-ANAP koalisyonu
2010 yılı Anayasa değişikliği referandumu
Not 2: Transit Satürn-Uranüs kare açısı T.C. haritasında Güneş üzerinde çok etkili. Satürn Güneş kavuşumunu 2013 yılında yaşamıştık. Şimdi karesine Uranüs de karşıdan eşlik edecek.