Mars-Satürn Bir Arada / Zorlu Mücadele Zamanı

24 Ağustos 2016 tarihinde Mars ve Satürn kavuşumu kesinleşecek.  Bu süreçte yaşanabilecek zorluklar ya da stresli gelişmeler ile ilgili ilerleyen dönemlerde bazı konularda direnç ve sorgulama, bazı konularda da taşların yerine oturması ve çekilen zorluklara değdiğinin hissedilmesi gibi durumlar söz konusu olacak.

Etkileri aslında Mars’ın 2 Ağustos itibariyle bu yıl için ikinci kez Yay burcuna geçişi ile birlikte çok daha belirgin olmaya başladı.  Hatta 13 Ağustos’a kadar burada bir yoğun enerji birikimine sebebiyet verecek nitelikte double application hareketi söz konusuydu. Yani direkt hareket halinde olan Mars ile halen retro ile Satürn yaklaşan konumdaydılar. Ancak bu kavuşum neyse ki bu şekilde gerçekleşmeden Satürn düz hareketine başladı ve Mars arkadan gelerek onu yakalayacak.  

Bu kavuşum bir çeşit elektriklenmeye, direnç ve mücadele ile yol almamız gereken durumlara sebep oluyor. Birlikte el ele kol kola Voltran’ ı oluşturma durumu söz konusu oluyor. Çok da hazırlıklı olmadığımız ve mecburen katılmak zorunda kaldığımız bir teste tabi tutulmuşuz veya engelli parkurda ilerlemek durumunda kalmışız hissi veren durumlar gündeme gelebiliyor. 
Yaklaşık 2 yılda bir kesinleşen bu kavuşum tam olarak aslında zorluklarla mücadele ederken takındığımız tavır ve gösterdiğimiz mücadelenin istikrarının sorgulanmasına vesile oluyor. 
Kısa süreli bir transit gibi görünse de etkisi ilerleyen yaklaşık 2 yıllık dönemde hayatımızın en çok uğraşmamızı gerektirecek, en çok dirençle ve aksilikle karşılaşacağımız ana başlıkların neler olabileceğine dair bize fikir veriyor aslında. 

BUGÜNLERDE OLAN YA DA BİR TÜRLÜ OLMADIĞI İÇİN BİZİ UĞRAŞTIRAN VE YORAN KONULARI İYİ OKUYABİLMEK ÖNEMLİ. 
Haritanızda hangi evde gerçekleştiğini ve eğer özellikle bir aksa ya da nokta ile temas halinde ise bu durumu değerlendirebilirsiniz etkilerini anlayabilmek adına. Burada tabi ki kişisel haritalara girmek ya da kişiye özel bilgileri paylaşmak gibi bir şansımız yok. Bu nedenle biz genel etkilerinden ve tabi ki ülkemize olan etkilerinden bahsedeceğiz.
(Daha önce bu ikilinin bir araya geldiği dönemlere bakıp etkileri hakkında fikir sahibi olmak ve sizler üzerindeki etkilerini hatırlamak isterseniz bu iki gezegenin kavuşumuna dair tarihleri geriye dönük olarak paylaşıyorum.
(Mart 1994 )-(Mart 1996)- (Mart-Nisan 1998)- (Nisan 2000)- (Nisan Mayıs 2002)- (Mayıs 2004) – (Haziran 2006)- (Temmuz 2008)- (Temmuz 2010)- (Ağustos 2012)- (Ağustos 2014)- (Ağustos 2016)- (Mart- Nisan 2018)

Bu transitin genel etkileri şöyle;

Bazı konularda hem harekete geçme isteği hem de ayaklarımızın sebepli ya da sebepsiz biçimde bizi geriye çekmesi söz konusu olabilir.
Hız kazanıp aksiyon alma eğilimine rağmen, ilerleme konusunda beklentileri karşılayacak verimi alamama durumu yaşanabilir.
Kısa devre yapan, “şimdiye kadar idare ettik ancak artık elimizde patladı” dediğimiz yani aslında önlem alınması gerektiği halde ihmal ettiğimiz konular gündeme gelebilir.

Siz bir şeyler olsun diye inatla direndikçe sanki önünüze set çeken kişiler, olumsuzluklar inancınızı teste tabi tutabilir.
Siz bir şeyler olmasın diye inatlaştıkça, “Allah geçinden versin” dedikçe,  kaçtıkça, önünüze gelen karşınıza dikiliveren artık uçarı kaçarı yok kıvamında çıkmaz sokaklarda yakalandığınız durumlar, sorumluluklar gündeme gelebilir.

Sağlık konulu testler ve bunların sonuçları ya da ihmal edilen sağlık sorunları can sıkıcı ve hızlıca müdahale edilmesi gereken bir takım kronik problemlerle buluşabilir.

“Görünen köy kılavuz istemez” dedirten ama bizim bir türlü gerçekçi biçimde yaklaşamadığımız nitelikteki şeylerde malum olan artık ilan edilebilir.

Çok fazla tecrübe var diye pratik tarafı atladığımız bu nedenle de yerimizde saydığımız yetenekler ile ilgili konularda “artık bir şeyler yapmanın zamanı geldi” diyen iç ve dış sesler yükselebilir.
Çok fazla bilgiye rağmen kendimizi yetersiz hissettiğimiz için adım atamadığımız ve bu nedenle de gelişim gösteremediğimiz konularda öne doğru hamle yapmamıza sebep olacak arkadan itilimler söz konusu olabilir.

Sonuna kadar sabır gösterdiğinizi düşündüğünüz bir konuda aslında bastırdığınız duygu ve tepkiler patlayıcı biçimde dışa çıkabilir. 
Aslında içimizi sıkan, büyük bir zorluk gibi görünen ancak belki de içinde bulunduğumuz çıkmazdan kurtulmamıza imkan sunacak bir fırsat karşımıza çıkabilir. “Evet hadi bakalım” desen bir türlü, “hayır olmaz asla” desen olmaz.

İnisiyatif almak zorunda kaldığımız bir konuda görüşleri, kararı, sorumlulukları birileriyle paylaşamamanın verdiği baskı nedeniyle sıkışmış hissedebiliriz.
Manevra alanı yaratmaya çalıştığımız konularda bir şeyleri yıkmadan ya da bir takım fedakarlıklar yapmadan bunu elde edemeyeceğimizi anlamanın gerginliği baş gösterebilir.

“Evet istediğini artık yapabilirsin, beklettiğin işlere ivme kazandırabilirsin, harekete geçebilirsin” diyen ve arkasından da “ama” ile başlayan cümlelerle öncesinde halledilmesi gereken şeylerin neler olacağını dikte eden kişi ve durumlar bizi çaresiz ve kararsız bir hale sokabilir.
Çok sabrettiğimiz şeylerin gerçekleşmesi adına belki de beklenen şey, dışarıdan gelecek bir onay değil sadece bizim atacağımız bir adımdır. Bunu görme şansı ya da görememekten kaynaklanan sıkıntılar gündeme gelebilir.
Bir türlü sabredemediğimiz bu nedenle de bir türlü istikrar sağlayamadığımız, netlik elde edemediğimiz, kazançlı çıkamadığımız bir konuda yaşam bizi bizim dışımızda bir sebepten durmaya ve göstermediğimiz sabrı mecburen göstermeye zorlayabilir.

Daha ileriye gitmek ve belki de çok daha büyük bir adım atmak için bazı küçük ve tecrübe kazandıracak adımlara ihtiyacımız olduğunu fark edebiliriz. 
Çok hata yaptığımızı düşündüğümüz bir konunun bize verdiği dersler gücümüze güç katabilir.
Ne yapacağımızı hiç bilmediğimiz bir konuda şartlar bizi mecburen bir karar vermeye itebilir.

Odaklanmakta zorlandığımız ve bir türlü disipline olamadığımız bir konuda hızlıca ilerleme kaydetmemiz gerekebilir. Aslında yetiştirilmesi gereken bir iş ve artık ötelenme imkanı kalmamış bir mesele ile ilgili bu tarz bir zamanlama sorunu, üretkenliğimizi artırabilir. ( Az zamanda çok iş halletme becerisi)

Bugünler içimizde biriken tüm negatif duyguları patlayıcı ve yıkıcı biçimde açığa çıkarma etkisi yaratabilir. Aman dikkat!

Bir şekilde biz dahil olmasak bile çok fazla şiddet, öfke, zarar ve fiziksel güç ile alakalı öyküye şahitlik edebiliriz bugünlerde. Bu içerikteki olaylar gündeme çok fazla gelebilir.

Ne kadar tedbirli ve hazırlıklı olsanız da bu dönemde bazı konularda şartlar tam olarak sizin istediğiniz şekilde yürümeyecektir. Çatlak seslere, muhalefete, hevesinizi kaçırırcasına yolunuzu kesenlere, destek oluyorum derken köstek etkisi yaratanlara, kendi bindiği dalı kesip düşerken sizi de düşürenlere karşı her zamankinden daha savunmasız olacağız.

BU ETKİLER ALTINDA BAŞLAYACAK YA DA GÜNDEME GELECEK İŞ VEYA SORUNLAR KARŞISINDA;
Ne için ve neye karşı bir mücadele verdiğinizi ve asıl hedefinizi aklınızdan çıkarmamaya gayret edin. Karşınızda bir muhalefet ya da direnç kalmasa bile savaşmaya ve de inatlaşmaya devam edebilirsiniz. Gerçekte öyle olmasa bile etrafımızdaki insanlar özellikle bizi kızdırmaya çalışıyor diye düşünebiliriz.
Risk almak için, eğer daha önce üzerinde çalışıp durum değerlendirmesi yapmadıysanız uygun bir zaman olmayabilir.
“Çabucak ve sorunsuz ilerlesin, her şeyi tereyağından kıl çeker gibi halledeyim” dediğiniz iş ve girişimler için de öyle…
Şartları mutlak biçimde kontrol etme isteği ile üzerine düşeni tüm gayreti ve enerjisi ile yapma arasındaki farkı görmeye çalışın.

Bugünlerde dolu dolu gülmek, olayların pozitif taraflarını görebilmek, öfke ve agresyon kontrolü yapmak, esnek kalabilmek her zamankinden çok gayret gerektiriyor. NEGATİF DÜŞÜNCELERDEN VE DUYGULARDAN MÜMKÜN OLDUĞUNCA UZAK DURMAK, ŞARTLAR GERÇEK ANLAMDA NEGATİF OLSA BİLE BU HALDEN ÇIKIŞIN BİZİM ÇABAMIZI GEREKTİRDİĞİNİ UNUTMAMAK LAZIM.

Bir şekilde içinde bulunduğu durumu kontrol edebilen, dış şartlara yenik düşmeden kendi doğrularını yaratabilen, sorumluluktan kaçmayan, tedbiri elden bırakmayan ancak adım atılması gereken zamanları da kaçırmayan, hırs öfke ve inatlaşmalara  rağbet etmeyen, kişisel hırsına zeka ve bilgelik katabilen, iyiliğe hizmet edecek şekilde nefsini kontrol edebilen  tecrübelerden fayda sağlayan,  inancını yitirmeyen  başka inançları da anlamaya gayret eden kişilerin gerçek anlamda başarı ve kazanca doğru hamle yapabileceğini  emeklerinin karşılık bulacağını işaret ediyor gökyüzü. 

“Vah vah tüh tüh” demeyen, SORUNA DEĞİL ÇÖZÜME ODAKLANAN, POTANSİYELİNİ VE NELERE YETEBİLECEĞİNİ GÖREN KİŞİLER İÇİN YOL AÇAN, TAM TERSİNİ KENDİLERİNE LAYIK GÖRENLER İÇİN İSE GERÇEK ANLAMDA BİR ÇEŞİT TEST MALZEMESİ DOĞABİLİR BU ETKİLER ALTINDA İKEN…

Bu zorlayıcı transitin etkilerinin devamında, Kasım sonu ve Aralık başı, 2017 Şubat sonu ve Mart başı, 2017 Ağustos ayı ve 2017 yılı için Kasım sonu ve Aralık başı dönemlerinde bir takım sonuçların alınması, gayretlerin somut sonuçları ile alakalı bazı gelişmelerin yaşanması söz konusu olabilir. 
Ancak bunun yanında test ve direnç içerikli gelişmeler de Ocak 2017, Mayıs sonu ve Ekim 2017 dönemlerinde bizi bekliyor olacak. Özellikle Mayıs 2017 bunlar arasında en dikkat çekici olan zaman dilimi.

Uzun vadede takınacağımız tavırlar yukarıda bahsettiğim şekilde olacak.  

Bugünlerde girişeceğiniz işler ve içinde bulunduğunuz şartlar, durmadan çalışmanızı gerektirse ve en basit işi bile hayatınızın savaşı haline getirseniz bile en azından kendi kendinize kaldığınız zamanlarda ruhunuzu dinlendirmeye, rahatlamaya ve bunları sağlayacak aktivitelere gayret edin.

Bu transitin etkilerini olumlu anlamda kullanırsak, üzerinde çalıştığınız bir iş varsa, konsantre olup hız kazandırmak, mevcut imkanlarınızı zorlayıp hızlı ve somut bir şeyler elde etmek için elverişli olabilir.

Ek not: Bu kavuşumun bu kez Antares sabit yıldızı eşliğinde olması bu sabit yıldızının savaşçı etkilerini de bu dönemin olası tesirlerine katıyor. 
Antares kraliyet sabit yıldızlarındandır. Otoritenin mücadelesi ile, savaşlarla, yıkıcı olan güç çekişmeleri ile, bunların sonucunda olabilecek kayıplarla ve ölçüsüz seviyede cesaret gösterileri ile,  inançlara dayalı hoşgörü ve insani hakların mücadelesi ile bağdaştırılır. 
Büyük kazançların çok büyük kayıpların göze alınması ile elde edilebileceğini düşündürür. Strateji ve yetenek, gözü kara bir özgüven ve cesaret verdiğinden, gerçekten de savaşlarla ve askeri olaylarla, kazalarla fazlasıyla bir arada değerlendirilir.

Mars Satürn Antares kavuşumunun Türkiye haritasının 6.evinde olması ve Ankara’ya göre çıkarılmış olan anın haritasında da 1.evde yer alması ülkemiz açısından önemli askeri konuları ve iç ve dış güvenliği ilgilendiren gelişmeleri tetikleyeceğini düşündürüyor.

BU ETKİYİ DE GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURDUĞUMUZDA;

24 AĞUSTOS AĞUSTOS VE CİVARINDAKİ GÜNLERDE, GERÇEKTEN DE BİREYSEL HAYATLARIMIZDA TEMKİNLİ OLUNMASI GEREKEN BİR TAKIM DÜRTÜSEL HAREKETLERE VE ZORLAYICI DENEYİMLERE YORULABİLİR. ZATEN BİRLİKTE YAŞAMAYA NE YAZIK Kİ ALIŞTIĞIMIZ TERÖR OLAYLARI, YA DA CAN SIKICI BİR DOĞA OLAYI YA DA BİR ŞEKİLDE SES GETİREBİLECEK ŞİDDET İÇERİKLİ BİR TEMA TETİKLENEBİLİR NE YAZIK Kİ. 

Hem bireysel yaşamlarımızı hem de ülkemiz açısından büyüme, ilerleme ve olgunlaşma fırsatlarını değerlendirebilmemizi gönülden dilerim…

Dr. Samiye Özbaş Soysal

© Astrokarmik. Tüm hakları Dr. Samiye Özbaş Soysal’a aittir. Hiç bir şekilde izin almadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.